Nedir bu HPV?
- Prof. Dr. İzzet Şahin
- 4 Oca
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 5 Oca
Kadın Hastalıkları ve Doğum ve ayrıca Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi uzmanı olan referans bir doktor olarak çok sık karşılaştığım senaryolardan biri elinde bir sonuçla gelen hastanın “Hocam bende HPV varmış, bana kanser olabilirsin dediler. İnternetten baktım HPV ile ilgili çok kötü şeyler yazıyor. Ben kanser mi olacağım şimdi?” şeklinde korku ve endişe ile dolu olarak başvurmasıdır.
Gerçekten nedir bu HPV? Nasıl bulaşır? Her HPV enfeksiyonu olan kanser mi olur? Belirtileri nedir, nasıl saptanır? HPV’den korunmak için ne yapmalı? Nasıl tedavi edilir?

HPV, Human Papilloma Virus yani İnsan Papilloma Virüsünün kısaltmasıdır. Çok sık rastlanır ve kadınların %70-80’inin hayatlarının bir döneminde bu virüsle enfekte olduğu gösterilmiştir.
Şimdiye dek 200'den fazla HPV tipi saptanmıştır. Bunların 14 tanesi kanser açısından yüksek riskli olarak kabul edilir. Bunlardan 16 ve 18 tipleri en yüksek risk oluşturan tiplerdir ve serviks (rahim ağzı) kanserlerinin %70’inden sorumludur. Serviks kanserlerinin %99’unun HPV ile oluştuğu kabul edilmektedir. En çok serviks kanseri ile ilişkilendirilseler de vajina, vulva, penis, ağız ve boğaz ve anüs kanserlerine de yok açabilir. Ancak, bu kanserler rahim ağzı kanserine göre daha nadir görülürler.
Ayrıca, HPV’nin bazı tipleri de siğillere yol açar. En sık 6 ve 11 tipleri ile siğil oluşur. Siğil oluşturan tipler daha bulaştırıcı olsa da kansere yol açma riskleri daha düşüktür.
Nasıl Bulaşır?

HPV kişiden kişiye cinsel ilişki ile büyük oranda vajinal ve anal ilişki sırasında bulaşır ancak oral ilişki ile bulaşması da mümkündür. Bunun yanı sıra ilişki olmaksızın yalnızca genital bölgelerin tensel teması ile bulaş durumu da söz konusudur. Nadiren de olsa sauna, hamam, umumi tuvaletler gibi ortak kullanım alanlarından da bulaşabildiği düşünülmektedir.
HPV virüsünü kapan kişilerin en çok merak ettikleri konulardan biri de evdeki aile bireylerine bulaştırma olasılığıdır. Genital organlara temas eden eşyaların ve giysilerin ortak kullanımı olmadığı sürece evdeki bireylere bulaşması kolay değildir. Virüsü taşıyan bireylerin elleriyle genital bölgelerine dokunduktan sonra diğer bireylere temas etmeden mutlaka ellerini çok iyi yıkamalıdırlar.
Tek eşli olmalarına rağmen virüsle enfekte olan çiftler virüsün nasıl bulaştığını sorgulayabilirler. Bunun açıklaması virüsün vücutta yıllarca hiç belirti vermeden kalabilmesidir. Bu nedenle eşlerden birinin HPV tanısı alması cinsel yönden sadakatsizlik göstergesi olmayabilir.
Her HPV enfeksiyonu olan kanser mi olur?
Hemen baştan söyleyeyim evet HPV’nin kanser yapma riski vardır ama her HPV enfeksiyonu kapan kanser olmaz hatta çok azı olur. Yüksek risk taşıyan tiplerle bulaş olsa da bunların %80-90’ı 1-2 yıl içinde vücut tarafından temizlenir.
Bağışıklığı düşük olup, dirençli enfeksiyon olan yani virüsün temizlenemediği olgularda virüs hücrelerde kansere dönüşümü başlatan mekanizmaları çalıştırır. Dirençli HPV enfeksiyonu ve kanser riski için risk faktörleri; yüksek riskli HPV ile enfekte olmak, sigara kullanımı, bağışıklık sistemini zayıflatan durumlar, ileri yaş, çok partnerli yaşam, ilk cinsel ilişkinin 21’in altında olması, uyku düzensizliği ve stres ile dengesiz ve sağlıksız beslenmedir.
Dirençli enfeksiyonda da kanser hemen gelişmez. Önce prekanseröz yani kansere dönüşme ihtimali olan lezyonlar oluşur. Bunlar “Servikal Epitel İçi Neoplazi”nin İngilizcesinin kısaltması olan CIN denen lezyonlardır. Bunun 3 derecesi vardır.
CIN1, düşük dereceli lezyon olarak kabul edilir ve hiçbir şey yapılmasa bile kansere dönüşüm riski %1,2 dir. Bu risk yüksek dereceli lezyon olarak kabul edilen CIN2 ve CIN3’de sırasıyla %5 ve 12’dir.
Tekrar vurgulamak gerekirse bu riskler hiçbir tedavi yapılmayan olgulardaki risklerdir. Eğer bu işin uzmanı tarafından tedavi ve takibiniz yapılırsa bu riskleri sıfıra yaklaştırmak, kanser oluşmadan kesin tedavi mümkündür.
Belirtileri nedir, virüsün bulaştığını nasıl anlarım, nasıl saptanır?

Maalesef siğiller hariç hiçbir belirtisi yoktur HPV enfeksiyonunun. Siğile yol açan tiplerde kanser riski düşük olsa da siğil saptanması uyarıcı olabilir çünkü, siğile yol açan düşük riskli tiplerle eş zamanlı yüksek riskli tipler de bulaşmış olabilir.
Bunları ve bunların oluşturduğu lezyonları saptamak için testler yapmak gerekir. HPV testi ile virüsün varlığı ve tipi belirlenirken, servikal smear (rahim ağzı sürüntü) testi ile varsa virüsün oluşturduğu anormal hücresel değişiklikler (CIN) saptanabilir.
Yüksek riskli HPV (özellikle 16 ve 18) saptandığında veya servikal smear testinde anormal hücresel değişimler görüldüğünde kolposkopi denilen bir inceleme yapılır. Kolposkopide rahim ağzı özel bir optik aletle 20 kata kadar büyütülerek incelenir ve şüpheli alanlardan biyopsi alınarak CIN olup olmadığı varsa derecesi alınan biyopsilerin patolojik incelemesi ile saptanır.
HPV’den korunmak için ne yapmalıyım?
HPV virüsünden korunmak için atılacak ilk adım tek eşliliktir. Cinsel ilişki sırasında kondom kullanmak, HPV riskini bir miktar azaltabilir. Ancak kondomlar genital bölgeyi tamamen kaplamadığı için tam bir koruma sağlamayabilirler. Özellikle cinsel yaşam başlamadan önce yapılan HPV aşısı, kadınlarda ve erkeklerde en etkili koruma yöntemidir. Bugün piyasada bulunan 9’lu aşı en sık görülen 7 yüksek riskli HPV tipi (16, 18, 31, 33, 45, 52 ve 58) ve 2 siğil oluşturan tipe (6 ve 11) karşı geliştirilmiştir. Aşı kanser oluşturan HPV tiplerinin %90’ına %100 koruma sağlar. Siğilleri de tamamına yakın önler.
Aşıya verilen yanıt (antikor oluşumu), genç yaşlarda daha etkili olur. Aşının en uygun zamanı 9-12 yaş arasındadır. Dünyadaki birçok gelişmiş ülkede aşı toplumsal aşı programına dahil edilmiştir. Aşı 15 yaşına kadar yapıldığında belli aralıklarla 2 doz, 15 yaş ve üstünde 3 doz yapılır ve 45 yaşına kadar uygulanabilir. Düzenli yaptırılan HPV ve smear testleri de korunmak için olmasa da oluşan lezyonların erken tanısı ve kanser ortaya çıkmadan kesin tedavisinin
yapılmasında çok önemlidir.
Nasıl tedavi edilir?

HPV enfeksiyonunun kendisi değil, neden olduğu lezyonların tedavisi yapılabilmektedir. Herhangi bir ilaç tedavisi yoktur. Bazı takviyelerin virüsün temizlenme şansını artırdığı ve riski azalttığı yönünde kanıt düzeyi güçlü olmayan çalışmalar olsa da herhangi bir takviye veya ilacın tamamen virüsü temizlediği ya da tedavi ettiği gösterilememiştir. Siğil varsa elektrokoterizasyon (yakma), kriyoterapi (dondurma), bazı kimyasallar ve kremler tedavide kullanılabilir. CIN lezyonlarının tedavisi ise derecesine bağlıdır. Kolposkopik biyopsi ile tanı konulduktan sonra CIN 1’de elektrokoterizasyon ile lezyonu yakma uygulanabilir veya hiçbir şey yapmadan takip edilebilir. Yüksek dereceli lezyon olarak kabul edilen CIN 2 ve 3’te ise elektrokoterle konizasyon (LEEP) veya soğuk konizasyon ile rahim ağzının etkilenen bölgesinin koni şeklinde çıkarılması ile tedavi edilebilir. Tedaviden sonra da tekrarlama riskine karşı mutlaka doktorunuzun belirlediği aralıklarla smear ve HPV testlerini yaptırmanız gerekir.
Prof. Dr. İzzet Şahin
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı
Comentários