top of page

Hipnoz

  • Yazarın fotoğrafı: Op. Dr. İnci Çavuşoğlu
    Op. Dr. İnci Çavuşoğlu
  • 17 Şub
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 20 Haz

Gerçekten kişinin iradesi hipnozla tamamen ortadan mı kalkar? Ya da kontrolü başka birine mi devredilir? Büyü müdür, sihir midir? Sahi nedir bu hipnoz?

 

Aslında toplumun çokça önyargılı olduğu, çoğu kişiyi tedirgin eden, ama merak etmeden, araştırmadan da duramadığımız bir fenomendir HİPNOZ.


ree

Bilinç, beş duyumuzla ve girdiğimiz ilişkiler yoluyla dış dünyayı algılamak ve onu tanımak demektir. Bilinçli zihnimizle geçmişi, geleceği, içinde bulunduğumuz anı ayırt eder, akıl süzgecinden geçirir, analizler yapar ve kararlar veririz. Bilinçaltı ise örtüktür. Mantıklı zihnimiz tam işlevselliğe kavuşmadan önce, kabaca 6 yaşımıza kadar olan dönemde, otorite figürlerinden (ebeveynlerimizden) gelen yönergelerle ve yaşam deneyimlerimizle zihnimizde kalıcı izler birikir, şablonlar oluşur ve bilinçaltımız şekillenir. Bu zihinsel repertuar, daha sonraki duygu, düşünce, davranışlarımızı ve hayata bakışımızı belirler. İşte bu örtük alana, bilinçaltına ulaşabilmek için bir araçtır hipnoz.

 

Hipnoz, farklı bir bilinç durumudur. Uyku, uyanıklık, rüya görme, anestezi, gündüz düşü dediğimiz arada dalıp gitme gibi durumlar, bilincin farklı halleridir. Hipnoz, kabaca uyku haline benzetilebilir, ama asla uyku değildir. Kişinin bilinçaltının tamamen aktif olduğu bir çeşit trans halidir. Hipnozun diğerlerinden farkı, bilinçli zihnin daralırken, bilinçaltı zihnin aktif hale gelmesi ve hipnozitör (hipnoz uygulayıcısı) vasıtasıyla kişinin bu alana ulaşılabilmesidir.

 

Burada bizim kullandığımız ‘Tıbbi Hipnoz’ terimine vurgu yapmak isterim. Çünkü medyada önümüze düşen bazı yatkın kişilerde şov amaçlı yapılan gösteriler –ki biz bunlara ‘sokak hipnozu’ diyoruz– hipnozun gerçek kullanım alanını yansıtmamaktadır ve asla etik değildir. Burada bahsedeceğimiz, tıbbi amaçlarla kullanılan hipnozdur. Bir bitki doğru kullanıldığında ilaç etkisi gösterip şifa verebilirken, yüksek doz ya da uygunsuz kullanımla zehir etkisi gösterebilir. Aç karnına kullanıldığında aspirin mide kanaması yapabilir, ama doğru şekilde kullanıldığında ağrıyı keser, pıhtılaşma bağlı felci önler. Benzer mantıkla hipnoz, kişinin psikolojik kökenli problemlerini çözümlemede ya da yaşam kalitesini artırmada tıp profesyonellerince kullanılan bir metottur. Amaç kişinin faydasıdır, şov değildir.


Derin konsantrasyon ve telkin, hipnozun temel unsurlarıdır. Yani kişi hem tam olarak gevşer, dış dünyadan uzaklaşarak dikkatini tamamen içine yönlendirir ve bu esnada bir hipnoz uygulayıcısının rehberliğinde, onun telkinleriyle içsel dünyasında bir yolculuğa çıkar. Ancak bu, kişinin kontrolünü tamamen kaybettiği anlamına gelmez. ‘Gözleyen Ben’ dediğimiz bir irade parçası, zihnimizin bir kenarında süreci takip eder, verilen komutları izler ve kişinin temel kişilik yapılanmasına ters komutlar verilirse bunlara direnç oluşturur.


Hipnoz seanslarında duygu, düşünce, algı ve hafıza düzleminde bir deneyim yaşanır. Telkinlerle algılarda çeşitli değişiklikler oluşturulabilir. Örneğin, doğumdaki ağrı algısı değiştirilebilir, azaltılabilir. Unutulmuş, üstü örtülmüş hafıza kayıtlarına ulaşılabilir. Ya da travmatik deneyimler yeniden çalışılabilir ve psikolojik problemlerin temellerine inilebilir. Stres, anksiyete, fobiler, sigara bırakma, kilo kontrolü gibi çeşitli sorunların tedavisinde hipnoz yardımcı bir tekniktir.


Kişinin hipnozitör olmadan odaklanması ve kendi kendine telkin vermesiself hipnoz olarak bilinir. Her insan, bir çeşit savunma, yatışma ya da korunma mekanizması olarak sık sık kendine telkin verme yoluna başvurabilir. Örneğin, vajinal doğum yapmak isteyen bir gebe, bedeninin ve bebeğinin buna hazır olduğu, bunun için yaratıldığı, beyninde bununla ilgili sakinleştirici, ağrı kesici maddeler salındığı şeklindeki telkinleri kendine verebilir, kendini yatıştırıp sakinleştirebilir. Bu metinleri bir ses kaydı yaparak nefes ve gevşeme çalışması sırasında dinleyebilir. Hipnobirthing olarak bilinen ve uzun zamandır kullanılagelen bu teknik, aslında bir self hipnoz tekniğidir.


Bazı otoriteler, kişinin kendi kendini hipnoza almasının oldukça zor olduğunu, hatta mümkün olmadığını, bilinç dışına giriş kapısının önce bir hipnozitör tarafından aralanması gerektiğini savunmaktadır. Hipnozitör, kişiye seans esnasında kendi kendini hipnoza alabilmesi ile ilgili telkinler verdiğinde (yani bilinçaltı otohipnozu öğrendiğinde), kişi daha sonra kendini rahatlıkla hipnoza alabilmektedir.


Hipnozun nasıl çalıştığı tam olarak anlaşılamamış olsa da, beyin dalgalarında ve bilinç durumunda değişikliklere neden olduğu bilinmektedir. Son yıllarda gelişen görüntüleme teknolojileri, biyokimyasal ve epigenetik testler, hipnozun sinirsel ileti sisteminde ve beyin kimyasında yaptığı etkileri net olarak ortaya koymaktadır. Yani hipnoz, sanılanın aksine bir büyü ya da spiritüel bir olay değil, bilakis bilincin son derece fizyolojik ve olağan bir deneyimidir. Bilimsel bir olgudur.


Hipnozun etkili olabilmesi için, kişinin hipnoza yatkın ve açık olması, sürece gönüllü olarak katılması önemlidir. Hipnoz, herkes için aynı derecede etkili olmayabilir ve bazı kişiler diğerlerine göre daha kolay hipnotize olabilir. Bu, IQ gibi kişiye özgü genetik bir yatkınlıktır. Hatta konsantrasyon gücü yüksek, zeki insanların daha kolay hipnoza girdiği bilinmektedir.


Op. Dr. İnci Çavuşoğlu

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı-Yazar-Hipnoterapist-Psikoterapist-Aile Danışmanı. Bütüncül Rüya Analisti. Cinsel terapist

Yorumlar


SiRA_06.jpg

Astarte

URFA

IMG_1807.jpg

 

TONİ PONS

RAIN BOOTS

Made in Spain

Creatlish

© 2025 by Creatlish. Powered by Creatlish

  • Instagram
bottom of page