Annelik Yolculuğum
- Bahar Yeşim Uslu
- 7 Oca
- 3 dakikada okunur
Hamilelik haberini aldığımda hayatımın bir daha eskisi gibi olmayacağını biliyordum. Dünyanın en anlamlı ve beni dönüştürecek bir yolculuğuna başladığımın farkındaydım aslında. Gebelik boyunca canımdan can büyütürken dış sesler hiç susmuyordu. İyi beslen, dinlen, ağır kaldırma, üzülme, yorulma, koşma zıplama ve daha fazlası. Aman dikkat bebeğe bir şey olmasın. Evet bebeğime birşey olmasın bu hepimizin ortak isteği. Ama onun için en iyisini en çok ben istiyorum ve bunu herkes bilsin diye haykırmak istediğim öyle çok an var ki...

Hamilelik ilerlerken doğum ne zaman? Sezeryan mı normal mi? Ama bence normal doğum en iyisi söylemleri. Her yeni gün daha doğum olmadı mı mesajları, aramaları. Ve yine dış sesler; çok bekleme, normal doğum diye ısrar etme, bebeğe birşey olmasın, keyfi sezeryan olma sakın... Hiç susmuyorlardı.
Bebeğim doğum zamanına kendi karar verecekti ve ben de ona bu tercihi için zaman tanıyıp onu güvende hissettirecektim. Ama hiç kolay olmadı. Ve bir şekilde bu bebeği doğurdum. Şimdi iyi niyetli dış sesler için ikinci bölüm başladı. Beni hormonlar ele geçirmiş, iyi bir anne olabilecek miyim kaygısı sarmış, sütüm gelecek mi, emzirebilecekmiyim ve daha nice deli sorular kafamda...
Hastane odasındayım. Bir dönüşüm geçirdim. Kadındım artık anne oldum. Kucağımda bebeğim, anın tadını çıkarmak isterken emzir, bu çok aç, yazık ağlıyor annesi, kıyamam sütün gelmedi mi yoksa, aman şekeri düşmesin, tutamadın sen bu bebeği, meme ucun yok, senin sütün yok galiba, açsın tabi gelmez sütün, bol bol ye iç de süt olsun, mama mı versek acaba ve daha niceleri.
Herkes iyi niyetli ama o an benim ihtiyacım olan bebeğimle ve eşimle başbaşa olmak ve bu büyülü anın tadını çıkarmak. Sadece biraz sükunete ihtiyacım var. Bebeğimi besleyeceğim, onu ezireceğim ama en az 10 kişi mememe bakarken değil. Onlar için çok normal. Ama benim için çok yeni ve mahremiyete ihtiyacım var. Bebeğimi tutabilmek, sütümün hemen gelmesi, bebeğimin memeyi kavraması benim elimde değil. Ve bebeğimin doğumundan itibaren herkes için süt temin etmesi gereken bir makina gibiyim sanki.

Dostlarım, sevdiklerim, akrabalarım akın akın ziyarete geliyorlar. Bizi seviyorlar, ben de onları seviyorum. Ama birkaç gün geçsin kendimi toparlayayım istiyorum. Kaç kilo doğdu, kaç gram vermiş, sütün geldi mi, emiyor mu, sütün yetiyor mu, helva ye süt olsun, aaa çay içme, şunu yeme gaz yapar, bak ayağına terlik giymemişsin bebeğin karnı ağrıyacak, bebek uyurken sende uyu dinlen, biz zaten birazdan gideriz sende uyursun, yüzü mü sararmış sarılık mı olmuş, sezeryan oldun ya ondan sütün gelmedi hemen, bak bir komşu var geçenlerde doğum yaptı onun bir sütü gelmiş hemen anlatamam sana, maşallah ama üzülme senin de gelir, ah yazık mama mı veriyorsun... Ve daha fazlası.
Tek ihtiyacım olan doğumdan sonra nasılsın bir şeye ihtiyacın var mı, bebeğe ben biraz bakayım hadi sen dinlen, zamana bırak, her anne ve bebek kendi yolculuğunda uyum sağlar, sen iyi bir annesin, her şey yoluna girecek. Evet hepimiz bunları yaşadık ve yaşamaya devam edeceğiz. Bebeğimiz için en iyinin peşindeyiz. Doğumdan sonra hemen süt gelsin, hiç sorunsuz emsin, kilo alsın, ağlamasın, büyüsün kim istemez. Ama her zaman bu kadar kolay değildir ilk günler. Önemli olan kendinizden vazgeçmeden bebeğinize verdiğiniz koşulsuz sevginizdir. Karnı bir şekilde doyar. Elbette anne sütü en iyisi ama bazen bu mümkün olmayabilir. Mama vermek zorunda kalabiliriz. Bu bizi kötü, yetersiz anne yapmaz.
Bebeğimizin karnı bir şekilde doyar ama ruhunu doyurmak çok önemlidir. Mutlu, sevgiyle büyümüş, özgüveni yerinde bireyler yetiştiren kadınlara bu yolculukta destek olmalıyız. Bu yazdıklarım sitem, şikayet değil. Sadece kendimizi ifade etmek istedik. Ortak paydamız aynı olan bu zaman diliminde birbirimizi anlarsak çok güzel yol alırız. Tüm bahar tadında kadınların dış sesi olabilmek dileğiyle.
Sevgiyle.
Ebe Bahar Yeşim USLU
@bahartadindagebelik
Comments