Moda Dediğimiz Neydi?
- Cemre Şahin
- 20 Eki 2024
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 27 Kas 2024

Efendim, merhabalar. Bendeniz Cemre…
Sizlerle moda üzerine sohbet etmek için geldim. Ben yazarken, sizler ise okurken, karşılıklı olarak bolca keyif alacağımız samimi bir köşe olsun istiyorum. Mesela; bu satırları size yazarken, aldım kahvemi yüzümde bir tebessüm ile başladım klavyeyi tuşlamaya…
Sizde alın kahvenizi, çayınızı veya şarabınızı (artık tercih sizin, ben şahsen kahve ve şarap kadınıyımdır) başlayın bakalım okumaya…
Yazılarımı okurken “ay evet ya” ya da “ne alakası var canım ben aynı fikirde değilim” diyeceğiniz, kendi kendinize konuşacağınız çok anlar olacak.
Neler Olacak Neler?
Burada neler neler konuşacağız sizi duyuyormuş gibi…
Bazen aklınızdaki sorulara cevaplar vereceğim, bazen de birlikte dönemsel moda takibi ve analizleri yapacağız, bazen yeri gelecek davetlerde neler giyilmiş onları konuşacağız, yeri gelecek vücut tipine göre giyim şekillerini, bazen de kumaşların birbirine uyumunu, giyim şekline göre karakter analizlerini yapacağız. Ohooo!!! Konu giyim üzerine moda olunca
yazılacak o kadar çok şey var ki, değil mi ama? Daha neler mi olacak, eee devamı
da sürpriz olsun.
Peki ya, nedir bu MODA Kardeşim?
Amerika’yı yeniden keşfe çıkmayacağız tabii ki. İnternette moda tanımı arandığında, karşımıza çıkan edebi cümlelere bir bakalım. Bana göre en doğru tanım, “Bir toplumda, bir zaman dilimi içerisinde, öne çıkan giyim tarzını ifade etmekle birlikte, genel davranış, sanat, mimari, edebiyat ve yemek gibi birçok sosyal konuyu içine alan belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni.’’ Cümle oldukça uzun ve çok mesaj içeriyor. Nedir o önemli mesajlar? Bir toplum içerisinde olacak, sadece giyim değil birçok konuda olan akım olacak ve etkinliği
belirli sürede olacak. Yani kalıcı değil...
Peki size bir soru. Moda ile özentilik aynı şey midir, fark var mıdır, varsa farkı nedir?
Bir ünlümüz bir deliğe taş atıyor, arkasından binlercemiz çıkarmaya, “ay pardon!”, özenmeye başlıyor, bu da moda mı oluyor? Yaratıcılık ya da kendine özgü çizgilerini katmadan “neyse” bu konu apayrı, başlı başına yazacağım başka bir konu arkadaşlar. O yüzden buralara henüz girmeden nokta değil virgül koyarak ara veriyorum.
Geçmişten, bugüne…
İlk yazımın Ekim ayına denk gelmesi üzerine, diyorum ki, Cumhuriyet Dönemi, giyim modasını ufaktan bir ele alıp göz atmadan geçmeyelim. Bilerek ufaktan yazıyorum ki
Cumhuriyetten bugüne, moda işine detaylı girersek “aman efendim” sayfalar yetmez.
Sizi tarihe boğmadan dikkat çekmek istediğim yerden yazıyorum. Cumhuriyetin kuruluşu 1923 yılı itibari ile Türk Halkına eşitlik, özgürlük gibi kazanımları beraberinde getirdi. Neydi modanın tanımlarında biri? Toplumun değişen ihtiyaçlarına ve değerlerine göre evrilir. Yani, Cumhuriyet sayesinde moda da bu değişim rüzgarından nasibini aldı ve Şapka ve Kıyafet Devrimi ile birlikte resmileşti. Cumhuriyet, stil ve moda estetiği için ilk dönüm noktası oldu.
Çarşaf ve peçe yerine uzun etek, pantolon ve ceket, yelek gibi çağdaş kıyafet giyen kadınlar, kısa sürede bu yeni tarzı benimsedi. Eee erkekler eksik kalır mı? Fes gitti, şapka, kısa kollu gömlekler, kravat, papyon gibi giysi ve aksesuarlar geldi. Konuyu toparlamak gerekirse, şıklık yarışları o zamanlardan başladı. Cumhuriyet başta olmak üzere birçok şeyi Mustafa Kemal Atatürk’e borçlu olduğumuz gibi, şıklık, hatta moda konusunda aydınlanmayı da kendisine borçlu olduğumuz aşikardır.
Sevgi ve moda ile kalın, bir sonraki yazımda buluşmak dileğimle…
Cemre ŞAHİN
Comentarios